23 Ocak 2007

Bana aşık mısın?'

Sevgiliniz bu soruyu sorarsa eğer, ki sormaması düşünülemez, cevap vermek için süre isteyin.Ne kadar süre? Belirsiz. Daha doğrusu ilişkinizin ömrüne bağlı. İlişkiniz bitecek, üzerinden epey bir zaman geçecek, aşık olup olmadığınızı anlayacaksınız.
Durum budur. Gerisi yalandır. İçindeyken, yani ilişki sürerken gerçeği bilemezsiniz.
Bildirmezler. Araya girerler. Kimler, neler? Hırs. Ekonomik şartlar. Cinsel çekicilik. Alışkanlık. Birbirine mecburiyet. Hepimizde var olan sevgiliyi kahramanlaştırma eğilimi. Falan, filan. Ancak... Her şey bitince. Sular durulunca.
Heyecan dinince. Zaman geçince. Sevgiliniz çıplak kalınca... Anlarsınız áşık olup olmadığınızı.

* * *
Düşünün şöyle bir...
Tarih olmuş sevgililerinizi aklınızdan geçirin. Hani o deli gibi kıskandığınız birisi vardı... Ne o? Yüzü gözünüzün önüne gelmiyor tam olarak değil mi? Hani bir de ayrılırsanız öleceğinizi zannettiğiniz birisi vardı... Biliyorum, şimdi adını bile anmak istemiyorsunuz. Peki onu kaybetmenin dünyanın sonu olacağını düşündüğünüze ne oldu? ''Hayatıma girmeseydi de olurdu'' diyorsunuz, duyuyorum. Düşünmeye devam edin..

Biri var ki... Onu hatırlayınca derinlerde bir yerde bir sızı duyuyorsunuz. Zaten o tam olarak çıkıp gitmedi ki hayatınızdan.. Artık hiç görüşmeseniz de var o. Bir yerlerde saklı duruyor. Siz onu gerçekten sevmiştiniz. Aşk biter ama izi kalır. Her ilişki bir sürü anı bırakır ama iz bırakan aşktır. Ve galiba bir kere áşık olur insan ömründe. Ve maalesef onu da ötekiler gibi yaşar. Keşke o sırada farkında olabilse.... Hayatının aşkı olduğunu bilse. Gerçi bilse ne olacak? Hiç.

Yine de bitecek.

* * *

Şu anda aşktan aşka koşanlar bu dediklerimden bir şey anlamayacaklardır. Anlamak için biraz durulup uzaktan bakmak lazım.

Pakize SUDA

Hiç yorum yok: