Herkes ünlü sihirbaz Harry Houdini'nin adını duymuştur. Yanına hiçbir gereç almadan, yalnızca giysileriyle girdiği herhangi bir hapishaneden bir saatten önce kurtulacağını iddia eder ve bununla övünürdü.İngiliz Adalar'ındaki küçük bir kasaba Houdini'yi davet etti.Houdini kasabanın yeni hapishanesine geldiğinde, hapishanedeki bir hücreye yerleştirildi. Heyecan doruktaydı. Kapılar kapandığında hiç kimse onun o hücreden çıkabileceğine inanmıyordu. Houdini'nin kemerinde yirmibeş santimlik bir çelik parçası vardı ve bütün kilitleri onunla açardı. Otuzuncu dakikanın sonunda, yüzündeki kendine güven ifadesi yok olmuştu. Bir saat dolduğunda artık ter dökmeye başlamıştı. İkinci saatin sonunda kapının üzerine yığıldı ve kapı o anda kendiliğinden açıldı. Kapıyı kilitlememişlerdi. Kapı yalnızca Houdini'nin kafasında kilitliydi. Biraz itse açılacaktı kapı, ama kapının kilitli olduğunu düşündüğü için bunu denemedi bile.
Şans kapıları da aynen böyledir. Kilitli olduklarını düşünüp,açmayı denemeyiz bile. Fakat bazen yapmanız gereken tek şey, şöyle hafifçe dokunuvermektir kapıya.Karşımıza öyle kapılar çıkıyorki bazen dünyanın koşuşturmacasından bu kapıların kilitli mi yoksa açık mı olduğuna bakmak aklımızdan bile geçmiyor... Bence biraz daha dikkat biraz daha kendimize vakit ayırabilsek ... Tüm kapalı kapıları açabiliriz.
Dokuz on beş…
-
Eksik bıraktıkların var hayatta, mesela lokmaların yarım. Hani belki yarım
kalmış cümlelerin var. Yutkunamayanların coğrafyasında. Eksik kalmışlar var
cep...
11 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder