15 Eylül 2007

yüreğini eline alarak çıkacaksın bu yola

seni sen yapan ne kaldı söyle beynin ! yüreğin ! düşüncelerin ! ideallerin .
gem vurmadığın ne kaldı ? düşüncelerini mi söyleyebiliyorsun özgürce,
yoksa gelecekle ilgili mutlu hayaller mi kurabiliyorsun ? ya da beynini mi geliştirebiliyorsun.
özgürce yaşayabiliyormusun sevdalarını. çılgınca haykırabiliyormusun sevdiğine "seni seviyorum" diye.
hangisini yapabiliyorsun. söyle seni diğer insanlardan ayıran ne kaldı ?
anlat bana; ayşeden, fatmadan, ahmetten, mehmetten farkını... ben farklıyım deme boşuna göster bana...

yüreğini eline alarak çıkacaksın bu yola,
beynini çöp sepetine atacaksın. bırak özgürce yaşasın kalbin aşklarını.
evet
belki kırılacaksın, üzüleceksin; ama sonra hatırlayacaksın geçirdiğin günleri.
yaptığın çılgınlıklara sende şaşacaksın.
güleceksin sevdiğini 1 saniye olsun görebilmek için yaptığın şeylere
uydurduğun mazeretlere ). gülerken ürpereceksin, özleyeceksin o saf duygularını ve :
keşke diyeceksin...
keşke sunsaydım kalbimi sevgiliye. delice çırpınışlarını hatırlayacaksın yüreğinin,
öpüşmelerindeki tadı dudaklarında hissedeceksin.. sonra onu düşüneceksin
hiç aklından çıkarmadığını hatırlayarak ) ama kesinlikle beynini katmayacaksın bu işe.
aşkta mantık yoktur sevgili. mantık riskleri reddeder. ama her aşk bir risktir. "ya hep ya hiç" diyebileceksin.
sonuna kadar gideceksin. sonunda uçurum olduğunu bile bile.
yüreğini eline alarak çıkacaksın bu yola.
yanında olduğumu o zaman göreceksin. ve hissedeceksin o zaman senin için çarpan yüreğin sesini,
aşkın iki kişilik olduğunu öğreneceksin.

Hiç yorum yok: