15 Eylül 2007

Biraz da korku:))) Bildik şehir efsaneleri

Adamin biri, bir cumartesi gecesi evine dönüyomus. Birden 15-16 yaşlarinda
sevimli bi kizin yolun kenarinda otostop yaptigini görmüs. Adamin da ayni
yaslarda iki kizi varmis. Hemen arabayi kizin yanina yanastirmis, "Gece
yarisi böyle issiz bir yerde ne yapiyosunuz Allah askina? Bu saatte otostop
mu yapilir?" demis. Kiz, "Uzun hikaye. Rica etsem beni evime götürür
müsünüz? Buraya çok yakin. Bu iyiliginizi ömür boyu unutmam" diyerek arka
koltuga oturmus. Kizin üzerinde cicili bicili, hos bir elbise varmis.
Evinin adresini vermis. Gerçekten de yakinmis ev. Adam eve vardiginda
önünde durmus, "Iste geldik küçük hanim" diyerek arka koltuga dönmüs ama
arkada hiç kimse yokmus. Gözlerine inanamamis tabi. Hemen arabasindan
inip evin kapisini çalmis. Beyaz saçli, çok yorgun görünen yasli bi kadin
açmis kapiyi. Adam heyecanla, "Bana inanmayacaksiniz ama yoldan küçük bi
kiz aldim. Bana buranin adresini verdi ama tam geldigimizde... " Yasli
kadin adami susturmus, "Biliyorum, biliyorum" demis, "Sonra da ortadan
kayboldu degil mi? Bu basimiza ilk defa gelmiyor. Her cumartesi aksami
ayni sey olur..." Meger kiz bir cumartesi gecesi diskodan dönerken trafik
kazasi geçirmis ve oracikta ölmüs. Simdi her cumartesi gecesi kazada
öldügü yerden otostop yapip evine gelmek istiyomus ama bunu bugüne kadar
basaramamis. Kadin bunlari anlatirken adamin gözü piyanonun üzerindeki
kizin fotografina ilismis. Evet, kiz ayni kizmis ve üzerinde de ayni
elbise varmis.


*******************


Bir otomobil tamircisi ilik ilkbahar gecelerinden birinde evine giderken
yolun kenarinda bir araba ve arabanin basinda da patlayan lastigi
degistirmeye çalisan iki güzel kiz görmüs. Yardim amaciyla kenara
yanasmis. Ama stepne de patlakmis maalesef. Adam, "Bu saatte bunu tamir
etmek imkansiz. Iyisi mi ben sizi evinize birakayim, yarin bir çaresine
bakariz" demis. Evin önüne geldiklerinde kizlar adami bir fincan kahve
içmek için evlerine davet etmis. Ev, bir apartmanin 7. katinda, hos bir
daireymis. Stepneyle ugrasirken elleri kirlendiginden eve girer girmez
adam banyoya gidip ellerini yikamis. Bu arada OMEGA marka saatini de
kolundan çikarip, aynanin önüne koymus. Kizlardan birinin, "Kahve hazir"
diye seslendigini duyunca hemen ellerini kurulayip banyodan çikmis. O
aceleyle de OMEGA marka saatini çikardigi yerde unutmus. Kizlarin sohbeti
çok keyifliymis. Grup vaktin nasil geçtigini anlamamis. Sonunda adam
geceyi kizlarin evinde geçirmis. Sabah da 7'de kalkip ise gitmis.
Tamirhanesine vardiginda saatini kizlarda bıraktigini farketmis, "Iyi
bari, kizlari tekrar görmek için bahane olur" diye düsünmüs. Aksam is
bitimi saatini almak için kizlarin evine gelmis ama kapici bahsettigi
kizlarin artik o dairede yasamadiklarini söylemis.Bu iki talihsiz kiz 3
hafta önce trafik kazasi geçirip ölmüslermis meger. Su an da, adamin
onlari ilk gördügü yere çok yakin olan bir mezarlikta yatiyorlarmis.
Tamirci duyduklarina inanamamis, "Nasil olur? Ben dün aksam evlerinde
onlarla beraberdim" demis. Kapici bunun imkansiz oldugunu söyleyerek
adami, kapisi avukat tarafindan mühürlenmis dairenin önüne götürmüs.Adam
çok meraklanmis taabi. Ertesi gün avukata gidip durumu anlatmis ve
beraberce kizlarin dairesine gelmisler. Mühürü açip içeri girmisler. Adam
dogruca banyoya gitmis. OMEGA marka saat aynanin önündebiraktigi gibi
duruyormus.


*********************


Büyük bahçeli bi villada yasayan genç bir çift, çocuklarini bakiciya
birakip dostlarinin verdigi bir partiye gitmis. Bakici kiz çocuklari
yatirdiktan sonra televizyon seyretmeye baslamis. Bir ara telefon çalmis.
Kizcagiz telefonu açtiginda karsisinda hiriltili bir sesle konusan biri
varmis: "Su an üst katta çocuklarin basucundayim. Sen de gelsene buraya.
Huhahuha!" Kiz feci korkmus haliyle. Ama kendini "Kesin salak bir telefon
sakasi bu" diye düsünüp sakinlestirmeye çalismis ve televizyonun sesini
sonuna kadar açmis. Telefon tekrar çalmis. Ayni hiriltili ses yine o
histerik kahkahasini attiktan sonra, "Çocuklarin yanindayim. Hadi sen de
gel yukari" demis. Kiz daha da korkmus ve santrali arayarak durumu
anlatmis. Santralde iyi bir kadin varmis, "Adam sizi aradiginda bi'kaç
dakika konusturun. Numarayi tespit eder, sonra da polise bildiririz"
diyerek kiza yardimci olmus. Bakici kiz telefonu kapatir kapatmaz hemen
çalmis telefon. Ayni ses yine ayni sözleri tekrar etmis. Kiz konusmayi
uzatmaya çalismis ama sapik anlamis bunu ve hemen telefonu kapatmis.
Birkaç dakika sonra tekrar çalmis telefon, arayan santral memuresiymis ve
panik durumdaymis: > "Hemen kaç oradan! Arayan numaranin da adresi ayni.
Yukarida bir telefon hatti daha var demek ki!" Kiz kosa kosa kaçmis evden.
Bu arada santraldeki kadin, polisi olaydan haberdar etmis bile. Polisler
birkaç dakikada adrese gelip eve girmis. Gerçekten de üst katta elinde
kocaman bir kasap satiri olan katili yakalamislar. Üst kat pencerelerinin
birinden eve giren sapik katil iki çocugu öldürdükten sonra o telefonlari
etmeye baslamismis.


************************


Ingiltere'de okuyan iki Türk kizi yurttta ayni odada kaliyolarmis. Bi
gece kizlardan biri arkadasinin evine ders çalismak için gidecekmis. Diger
kizla vedalasip çikmis ama daha > > yurttan 100 metre falan uzaklasmis ki
ders kitaplarindan birini unuttugunu farketmis. Odaya geri dönmüs
tabiyatiyla. Kapiyi açtiginda isiklarin kapali oldugunu görmüs. "Banu
yatti heralde" diye düsünüp ayaklarinin ucuna basa basa karanlikta
kitabini aramis. Bulamayinca da, "Simdi kizcagizi rahatsiz etmeyim,
nasilsa arkadasimda ayni kitaptan var. Idare ederiz artik" deyip çikip
gitmis. Ertesi sabah sinavdan sonra odasina döndügünde bir de ne görsün!
Oda bastan asagi kan içinde! Arkadasinin vücudu da parçalar halinde oraya
buraya dagitilmis. Duvarda da (muhtemelen kizin kaniyla yazilmis) bir yazi
varmis: "Aren't you glad, you didn't turn on the lights?" (Isiklari
açmadigin için memnun musun?)


***********************


Bir arkadasim küçük bir kasabada ögretmen olan kuzenini ziyarete gitmis.
Bir ara arabayla dolasmaya çikmislar. Tren yolundan geçerken arkadasim
yolun kenarinda devrilmis vagonlar oldugunu görünce niye orada
durduklarini sormus. Kuzeni, "Bu çok trajik bir hikaye. Bunlar aslinda
katil vagonlar.Gel yakindan bak istersen" demis. Tren saati olmadigi için
arabayi raylarin üzerinde birakip vagonlarin yanina gitmisler. Arkadasin
kuzeninin anlattigina göre, geçen yil tam orada bir okul otobüsü ariza
yapmis ve raylarin üzerinde kalakalmis. Bu sirada büyük bir hizla gelen
tren okul otobüsüne çarpmis. Talihsiz kazada bütün çocuklar hayatini
kaybetmis. Arkadasimla kuzeni vagonlari incelerlerken bir tedirginlik
hissedip hafiften korkar gibi olmus. Bir an evvel oradan uzaklasmak için
arabalarina bindiklerinde ise daha motoru çalistirmadiklari halde araba
kendiliginden ilerlemeye baslamis. Bizimkiler acayip korkmuslar tabi.
Araba tren raylarinin üzerinden 100 metre kadar ileriye, kendi kendine
gitmis ve durmus. Arkadasim hemen arabayi çalistirmis. Son sürat
ayrilmislar oradan. Kasabaya gelene kadar toz duman içinde 1 saatlik yolu
yarim saatte almislar. Eve ulastiklarinda bet-beniz bembeyaz durumdalarmis.
Ama asil korkuyu arabadan indiklerinde yasamislar. Arabanin arkasindaki
toz kütlesinin üzeri onlarca el iziyle doluymus. Bunlarin büyüklügü de
çocuk eli kadarmis.

Hiç yorum yok: