13 Ağustos 2007


Padişah

Padişahın
biri:
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!,
demiş.
Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;


1.Yalancı:

- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
Padişah:
- Bunun
neresi yalan?. Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı
mı götürür tabii!
2.Yalancı:
- Komşu ülkede bir eşeği kral
yaptılar.
Padişah:
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını
düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin
kafasındaysa, kral odur tabii!
3.Yalancı:
- Padişahım, ben gökyüzüne
bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
Padişah:
- Senin ok bir
ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak
yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir
bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş.

Sıra
Keloğlan'a gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp
dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü
ver. Yalan değil dersen borcunu öde!

Hiç yorum yok: