31 Ekim 2007

Sevgi

Rahip mezarlıktaki işini bitirmek üzereydi . O anda elli yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam : ' Onu ne kadar çok sevdim .' diyerek çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı . Yaşlı adamın yaşlı sesi törenin asil sessizliğini bozmuştu . Mezar başındaki diğer aile bireyleri ve dostlar şok olmuslardı , utanç içindeydiler . Yetişkin çocukları alı al moru mor babalarını yatıştırmaya çalıştılar : 'Tamam , baba . Seni anlıyoruz .' Yaşlı adam gözlerini dikmiş kazılan mezara yavaş yavaş inen tabuta bakıyordu ...

Rahip törene devam etti . Törenin sonunda , aile bireylerini ölüm töreninin kapanışı olarak tabutun üstüne toprak atmaya çağırdı . Yaşlı adam hariç hepsi sırayla toprak attılar . Yaşlı adam hala : 'Onu ne kadar çok sevdim' diye sesli sesli konuşuyordu . Kızı ve iki oğlu konuşmasını engellemek istediler , ama o devam etti , 'Onu sevmiştim !'

Kalabalık mezarlığı terk etmeye hazırlanırken , yaşlı adam gitmemekte direniyordu . Gözlerini mezara dikmiş bakıyordu . Rahip yaklaştı : 'Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum , ama gitme zamanı geldi . Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız .' dedi . Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kez daha 'Onu ne kadar çok sevdim .'diyerek söylendi . 'Beni anlamıyorsunuz ,' dedi rahibe 'ama ben bunu ona sadece bir kere söyleyebildim .'

Zil çalmadığı sürece zil değildir .

Şarkı söylenmediği sürece şarkı değildir .

Sevgi gönlümüzde tutsak olsun diye yaratılmamıştır .

Sevgi insanlara verdiğiniz sürece sevgidir ...

--
GÜLÜŞLERİNİZ GÖZLERİNİZE IŞIK OLSUN.

Hiç yorum yok: