07 Ekim 2007

80'li yıllarda çocuk olmak...

1980li yıllarda hayatının ilk tecrübelerini yaşamış, ilkokula gitmiş,Kenan Evren´i, Erdal İnönü´yü, Özal'ı tanımış olmak, Ajda Pekkan´ın Alo,Michael Jackson´ın Pepsi reklamlarını hatırlayacak kadar şanslı olmak demek.

Voltran Voltran Voltran, tunder tunder tunder cats demek , depozito toplamak adına kola şişesi biriktirmek demek, peynirli tombi demek sopaya torba takip yakarak koşmak demek Adile Naşit`ten masal dinlemek demek.

Korhan Abay, Cenk Koray, Metin Milli, Ersen ve Dadaşlar demek. Clementine, He-man, She ra, Transformers,susam sokağı demek.

Okula siyah önlükle gitmek demek. İhtilal çocuğu demek, Köle İzaura demek, Ziyaretçiler demek!!!! Acidçi misin metalci mi demek... Moruk demek, Herild yani demek, Hey corc versene borc talebine olmaz maykil bende de yok cevabını vermek, geriye dönüp baktıkça iç geçirmek demek...

Yüzyıl içindeki en iyi, en kıyak kuşak. Hem eski hem yeni olmak demek. Biraz gözü açık bir 80'li, yüz yıllık nesil kültürünü bir porsiyonda almış demek. Mahalle çeşmelerinden su içmek, bayramları iple çekmek, cumhurbaşkanı denince Turgut Özal'ı hatırlamak demek.

Koltuk altında topla okul bahçesine yalnız giderken "nasılsa > oynıycak birileri vardır" diyebilmek demek.Eti kemik geçiyor demek;odanın ortasına çarşaflardan çadır kurup oynamak demek renkli küçük poşetteki kolanyaları patlatmak,horoz şeker demek.Evden çıkmayan bilgisayar bebeleri haline gelmeden çocukluğunu yaşayabilmiş,son dönemin bir üyesi olmak demek.

Ne sorusuna zınk cevabı vermekten zevk duymak, büyüteç ile kağıt yakmak 9 voltluk pile dilinle dokunup o ekşi anı yaşamak, sinek ilacı arabalarının arkasında bıraktığı bulutta deli gibi dolaşmak demek.Tipe bak demek, Fon müziği Laura Brannigan'dan Self Control olan günler demek.

Bakkala gitmenin, sokakta oynamanın, harçlık toplamanın geçerli sayıldığı,el değmemiş bir hayat demek... Sonrasında biz büyüdük ve kirlendi dünya demek.Pazar akşamları mecburen yıkanmak ve erken yatmak demek.Parliament gece sineması demek.Sesi açip kısmak için televizyonun dibine kadar gidip üstündeki düğmelere

Basmak zorunda olmak demek.Resimli futbolcu kartları demek, süper babaanne demek, fantayla kolayı karıştırmak demek, mahalle kavramı demek.

Anket ve hatıra defterlerinin olması bunlara seviyorum ama kimi diye başlayan maniler yazmak, mustili beslenme çantası, dantel yaka, yenen kokulu silgi,leblebi tozu çekerken atlatılan ölüm tehlikeleri, hulohop, ayak bileğine takılarak çevrilen top, sek sek oynamak, bayramda mahalleye dağılı şeker toplamak, müsaitseniz annemler size gelecek demek.TRT´nin yayın akışının bitmesiyle çalan İstiklal Marşı için ayağa kalkarak, marşı hazır olda bangır bangır söylemek ve marşın bitiminden sonra çıkan tiz "biiiiiiiiiiiiip" sesine rağmen televizyonu kapatmamak demek.

Annelerin Çernobil yüzünden çay içirmemesi,Challenger'ın olduğu günkü haberleri hatırlamak demek..Kenan Evreni Atatürk zannetmek demek.Yazlık diskolarda içeri alınmamak demek, bunun için ağlamak ve içeride - her nedense - You are in the army now- şarkısında sarmaş dolaş dans eden abi ve ablalara bakarak özenmek demek.

Gorbaçov´un kafasındaki kırmızılığın ne olduğunu merak etmek, anneye "Zeki Müren´e teyze mi diyim amca mı diyim" diye sormak, Kenan evren´in cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılırken Çankaya köşkü basamaklarından yavaş yavaş inip sekreteriyle vedalaşmasını hatırlamak. İlkokulda Halley, Petrol ve Komancero şarkılarını uydurma sözlerle söyleyerek dans eden Tolga Han özentisi sefil dans grupları kurmak Aldım çantamı kolumaaa, çıktım Dallas yoluna, ben Babi´yi beklerken, Ceyar girdi koluma şarkısını dansıyla birlikte bilmek demek.

Ali-Ayşegül Atik reklamı ve bakkal amca, bir pergel, bir kalem, bir de çikolata alacağım.Biz biz olalım yemeklerden önceeee, lavaboya koşalım, hafta da bir kere tırnakları keselim,fırçalayıp onları tertemiz olalım diye şarkılar ezberleyen bir nesil olmak Videocudan American Ninja, Kartal, Kan Sporu ve Evil Dead gibi filmleri kiralamak demek.

Analogtan dijitale geçiş devrini yaşamış birey olduğunu anlamak ve ikisinden de farklı zevkler aldığının farkına varmak demek. Çok güzel bir ülkenin son yıllarını hayal meyal hatırlamak, sonra da çivisinin çıkışını görerek büyümek demek. Apartmanın çatısına 5 metrelik anten takıp üstüne de tencere kapağı bağlayan bir abinin sizi TV önüne oturtması ve çatıdan oldu mu diye bağırarak anteni ayarlamaya çalışması demek. Yunanistan kanallarını görüntülemek adına oldu oldu diye camdan kafayı çıkarıp bağırmak ve kimsenin buna şaşırmaması demek.Siyah beyaz ve karlı bir görüntü de olsa.. Üstelik Yunanca tek kelime anlamasanız da gündüz vakti çizgi film izlemek için az debelenmemiş olmak demek... Muhtemelen hayatımız boyunca yaşadığımız en güzel 10 yıl demek... TRT 1´de oluşan sorunlar sonucu yayına bir süre ara verildiğinde ekrana getirilen donuk ağaç, dağ bayır resmine 10 dakika hareketsiz bakabilmek demek, Türkiye'de yaşamış son mutlu kuşak olduğunu hüzünle hissetmek demek...

Arkadaşlık demek,dostluk demek,karşılıksız sevgi bağları demek...

Hiç yorum yok: